Hiç hikaye, roman CD si (kaseti) dinlediniz mi?
Evet dinledimm
Hayır hiç dinlemedim.
Küçükken dinlemişim ama hatırlamıyorum.
 
  
 
 
   
Müzik / Ülkemizde Müzik
Ulvi Cemal Erkin
1906’da İstanbul’da, müziksever bir ailenin oğlu olarak dünyaya geldi. İlk müzik eğitimini küçük yaşta annesinden alan Ulvi Cemal, yedi yaşındayken piyano eğitimine başlarken bir yandan da Galatasaray Lisesi’nde öğrenimine devam etti.
Yeteneğiyle sivrildiği için, 1925 yılında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Paris’e gönderildi, Paris Konservatuarı’nda piyano, armoni, kontrpuan çalıştı, kompozisyon dersleri aldı. 1930 yılında yurda dönerek Ankara Musiki Muallim Mektebi’nde öğretmenliğe başladı. Paris’te başladığı "İki Dans" adlı eseri 1931 yılında Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası tarafından “Dünya Prömiyeri” olarak seslendirilmişti. 1932 yılında ünlü piyanist Ferhunde Erkin ile evlendi.
1936 yılında Ankara Musiki Muallim Mektebi'nin Necil Kazım Akses tarafından yürütülen çalışmalar sonucu Ankara Devlet Konservatuarı’na çevrilmesinin ardından burada piyano hocalığını üstlendiğinde bu okulun ilk öğrencilerini de yetiştirmiş oluyordu. Piyano ve konser çalışmalarına daha az vakit ayırıp, artık bütün zamanını besteciliğe yöneltmişti. Kendi bestelerinden oluşan ilk konserini 1946 yılında verdi. 1949-1951 arasındaki yıllarda devlet konservatuarını müdür olarak yöneten besteci, ölümüne kadar piyano bölüm başkanı ve piyano öğretmeni olarak aynı yerde görevini sürdürdü.
Ulvi Cemal Erkin ile besteci arkadaşı Necil Kazım Akses, birlikte çok sayıda opera eserini Türkçe’ye çevirerek sahnelenmesini sağlamışlardı. Besteci, çeşitli orkestralarda şeflik görevini üstlenmiş, Ankara Radyosu’nun “çok sesli müzik” bölümünü yönetmişti.
1971 yılında “Devlet Sanatçısı” unvanıyla onurlandırılan bestecimiz, 1973 yılında vefat etmiştir.
Ulvi Cemal Erkin, müzik eğitimine başladığı günden itibaren titiz çalışmaları sonucu, ustalığa adım atmakta hiç zorlanmamıştır. Geleneksel müziklerimiz olan Türk sanat müziği ve Türk halk müziğinin ritim ve melodilerinden etkilenmiş, yöresel ezgilere ağırlık vermiş, ritmik gereçlerini başarıyla kullanmayı bilmiştir. Özellikle köçekçeleri ve Karadeniz yöresinin hareketli ezgilerini kullanmıştır.
Erkin’in en tanınmış yapıtı 1943’te tamamladığı Köçekçe adlı orkestra rapsodisidir.


Eserleri